6 Temmuz 2008 Pazar

50 knot’u aşmak

Denizde yelkenle hız rekoru kırmak üzere geliştirilmiş bir tekneyi tanıştırmak istiyorum size: l’Hydroptère.



Fransız-İsviçreli bir ekibin suya indirdikleri bir trimaran.
http://www.hydroptere.com/_en/
adresinde ayrıntılı bilgiler, fotoğraflar ve videolar mevcut. Özellikle videolar çok etkileyici bence. Video arşivi fransızca sayfada daha geniş, burdan izleyin
http://www.hydroptere.com/galerie-videos-hydroptere.html#centre

İki çeşit anlık hız rekoru olduğunu öğrendim.
- Bir deniz mili boyunca ortalama hız. Bu şu anda 41.69 knots ile l’Hydroptere’e ait
- 500 metre boyunca ortalama hız. l’Hydroptere şu ana kadar 44.81 knots yapmış benim anladığım. Rekor ise 49.09 ile başka birisine ait. Dolayısıyla ekibin hedefi bu kategoride 50 knot!
Benim dikkat çekmek istediğim nokta ise bu işin dünyayı yelkenle dolaşma gibi insan vücudunun limitlerini değil teknolojinin limitlerini zorlayan bir iş olması. Ekip aynı zamanda şirket ve Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden biri olan EPFL’nin aşağıdaki labları ile ortak çalışıyorlar.
The LTC: Composites and Polymer Technology Lab
The LIN: Digital Engineering Lab
The CVLab: Computer Vision Lab
The LMAF: Applied Mechanics and Reliability Analysis Lab
The LMH: Hydraulic Machines’ Lab
Açıkçası kıskandım da. CVLab, benim araştırma konumda araştırmalar yapan bir lab. Tam olarak bu projede ne yapıyorlar bilmiyorum ama bulaşmış olmak isterdim. Komposit ve Polimer labı da aramızdan bazılarına yakın gelecektir eminim :)
Gelişmiş lab aletleriyle gerek fiziksel gerek bilgisayar simulasyonu yaparak çalışıyorlar.
Tekne de bir yattan ziyade bir makine. Donanım üzerindeki yük, stres, moment, yer değiştirme, ivmelenme sürekli olarak izleniyor, yerleştirilmiş alıcılar sayesinde. Yani yükün fazla geldiğini direk kırıldıktan sonra veya ipler koptuktan sonra anlamıyorlar :) Tabi projenin anormal bir bütçesi olduğunu tahmin etmek de zor degil.
49 knotla veya 50 knotle gitmişsin ne olacak, o değil tabi önemli olan. Ama teknoloji bu hırsla ilerliyor. İnsan dogayı anlamak ve sonra da ona galip gelmek için çalışıyor. Her ne kadar bilim adamının veya mühendisin kafasında/hırsında bu işin insanlığa nasıl doğrudan bir faydası olacağı endişesi yok ise de, geliştirilen teknoloji günün birinde muhakkak insanlığa/insan hayatına yarıyor.