5 Kasım 2013 Salı

Balıklıova-Bodrum (150-130 seyri)


Tamir sonrası tekneyi Balıklıova’da tutmayı denedik. Bir tonoz atıp bağlandık. Fakat elektrik ve su olmayışının yanısıra, yanımızda parçalanmış bir sal olması, rüzgar olduğunda çok zor giriş çıkış yapılması ve ters rüzgarda parçalanmış sala sürüklenmemiz yüzünden tekneyi orada tutmaktan vazgeçtik. İzmir dolaylarında elektrik ve su hizmeti veren ama fiyatı marinalara göre daha uygun yerlere baktık. Urla İskele ve Çeşme Dalyan bu özelliklere sahip. Urla’dan sürekli yer yok cevabı aldık, Dalyan ise arasıra arayın yer açılırsa söyleriz dedi ancak 8-9 ay boyunca düzenli aramama rağmen ‘yer yok’ cevabı değişmedi. Aslında gidip demiri çakıp, bir yere gitmiyoruz, kolaysa çıkarın diye çirkeflik yapmak lazımdı. Fakat kişiliğimize uymadı, yapamadık. Kısa bir tamirat için Bodrum Marina’ya götürdük Dolfinn’i. Tamiratlardan yakayı sıyıramadı garibim :)
Bodrum seyri güzeldi, kısaca özetlemek gerekirse:

Birinci gün öğleden sonra Balıklıova'dan çıktık. Kuzey estiğinden hiç yelken açamadık, hatta dalgaları kafadan yememek için zikzak yapmamız gerekti. Hava kararırken Karaburun’a vardık. Karaburun balıkçı barınağından biri bize yardımcı oldu, çok kalabalıktı, mevcut bir balıkçı teknesine aborda olduk. Yanımızda kalan 3 m’lik boşluktan hava karardıktan sonra barınağa giren pek çok pancar motor geçti. Sabah hava aydınlanırken yola çıktık.

Öğlen Çeşmeye vardık. Yakıt ikmali yapıp Alper’i aldık Çeşme Marina’dan, 14:00 sularında tekrar yola koyulduk. Kuzeyli hava artarak devam ettiğinden önce ayı bacağı, sonra da sadece camadanlı anayelkeni 90 derece çevirip balon mantığı ile kullanarak seyre devam ettik. Fourni boğazından geçtiğimizde hava kararmıştı. Gece etraftaki ada ve burunların fenerlerini okumaya çalıştık. Pusuladan ise önce 150, boğazdan sonra ise 130 azimutta devam ettik. Gece boyunca 150 ve 130 sayıları dilimize yapıştı. Gemi trafiği yoğun olduğundan gemilerin gidiş yönlerini bir an önce kestirebilmek çatışmaya girmemek için önemli. Gemilerin sancak ve iskele fenerleri çok küçük kaldığından ben renk ayırt etmekte zorlanıyorum. Halil Babam’ın gözler keskindi neyse ki, çabuk ayırt edip ona göre karar verebiliyorduk.

Sabah 06:00 gibi Bodrum Yarımadasının az açığındaki Çatal Ada’ya gelmiştik. Bir günaydın ve kahvaltı molası verelim dedik ancak sert hava yüzünden teknenin güvertesinde durmak bile sersemletiyordu adamı. Bunun üzerine bir iki saat sonra yola devam ettik. Öğlen gibi Akvaryum koyunun dışında (doğusunda) mola verdik. Güzelce yedik, suya girdik, dinlendik. Akşam olmadan yola koyulduk ve Bodrum marina’ya giriş yaptık.



Çatal Ada'da mola


Akvaryum koyunda Alper ile Yalın karinadaki yosunlaşmayı ve bordadaki lekeleri temizliyor


Kızlar yüzüyor. Su cam gibi, boşuna akvaryum koyu değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder